Mide Koruyucu İlaçlar Gerçekten Mideyi KORUR MU?

Midede yanma, ekşime, hazımsızlık, reflü yakınması olup da mide koruyucu adı verilen proton pompa inhibitörü (PPI) ilaçları kullanmayan yoktur.
❗️
Kullanmasına kullanıyoruz ama aslında kocaman bir YANLIŞ yapıyoruz.
.
Eğer amacımız sadece hastanın şikayetlerini gidermek ve onu rahatlatmak ise mide koruyucu kullanmak işimizi görüyor .
Ama odak noktamız hastayı gerçekten tedavi etmek ise, sorunun gerçekte nerede olduğu ile ilgileniyorsak bazı SORULARI sormamız gerekir.
❗️ ❗️
Genç sağlıklı kişilerde mide pH: 1 civarında yani çok güçlü asit olmasına rağmen hiç şikayeti yok. ÜLSER yok.
.
Mideyi kendi asitinden koruyan mukus tabakası var. Midede ülsere neden olan şey ASİT değil. Asıl neden mukus bariyerini oluşturan hücrelerin, mide asiti salgılayan parietal hücrelere göre daha erken ve daha çok tahrip olması.
Yani sorun mukozal korunmanın bozulmasında.
❗️
Bu bilgiyi lisede biyoloji dersinde bile hatırlıyor iken hangi güç bize tıp fakültesinde  mide asidini baskılayan ilaçları kullanırsak ülseri tedavi edeceğimize bize inandırdı acaba????‍♂️
❗️
Reflü sorunu olan hastalarda yine sorun asitle değil asitin yanlış yerde olmasıdır. Sormamız gereken soru “neden mideden yemek borusuna asit kaçağı olmaktadır? Alt özeFagus sfinkterini güçlendirmek için neler yapmalıyız?” Olmalıdır.
❗️
Mide koruyucu adını verdiğimiz ilaçlar, dünyada kolestrol ilaçları ndan sonra En çok satılan ikinci ilaçtır. Türkiye’de geçen yıl yaklaşık 34 milyon kutu bu ilaçlardan yazılmıştır.
❗️
Evet bu ilaçlar aktif bir ülser varlığında kısa bir süre kullanılabilir. Ama her midesi yanana, reflüsü olana yada her ağrı kesici yazılan hastaya yanında eşantiyon gibi yazılan bu ilaçlar verilmemelidir.

 

Mide koruyucu adı verilen (PPI) ilaçlar dünyada en çok satılan ilaçlardan. Yıllar öncesinden İlaç başlanan bir çok hastaya neden bu ilacı kullanıyorsun diye sorduğumda “bak ilacını kesersen mide kanamasından ölürsün” diye korkutularak belki yıllarca belki ölene kadar hastaların bu ilaçları kullanmak zorunda kaldığına şahit oluyorum.
.
.
❗️
Hazımsızlık, yanma, ekşime, ağzına acı su  gelme gibi basit mide şikayeti olanlar ya da ses kısıklığı, öksürük gibi şikayetleri reflüye bağlanan hastalar bile yıllarca bu ilacı kullanmak zorunda kalabiliyor.
❗️
Bu ilaçlar uygun endikasyonlarda ve kısa süreli kullanımlarda hasta açısından çok başarılı sonuçlar alınmaktadır.
❗️
İtiraz ettiğimiz nokta bu ilaçların çoğu zaman gereksiz olarak ve çok uzun süreler kullanılmasından dolayıdır.
❗️
Mide koruyucu ilaçların uzun yıllar boyunca gereksiz olarak kullanılmasının ciddi yan etkilere Yolaçtığı bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.
.
1️⃣uzun Süreli kullanımlardaa atrofik gastrite yol açarak mide kanseri riskini arttırmaktadır.
2️⃣B12, magnezyum gibi vitamin ve mineral eksikliklerini yol açmaktadır.
3️⃣BMJ Open’de yayınlanan bir araştırmaya göre PPI kullananlarda ölüm riski kullanmayanlara göre %25 daha fazladır.
4️⃣Başka bir çalışmada altı yıllık takiplerde bu ilaçları kullanan hastalarda felç riski %21 daha fazla görülmektedir.
5️⃣Bağırsak da bakteri dengesini bozarak kronik hastalıkların görülme sıklığını arttırmak da aynı zamanda karaciğer hasarına neden olmaktadır.
6️⃣Uzun süreli kullanımlarda böbrek yetmezliği riski artmaktadır. .
❗️
Yan etkileri bilimsel çalışmalarda gösterilmiş olan bu ilaçlar gerekli durumlarda uygun sürelerde mutlaka kullanılmalıdır. Ama her mide şikayeti olana leblebi dağıtır gibi bu ilaçlar kullanılmamalı, hastanın yaşam tarzına iyileştirmeye yönelik önlemlere öncelik verilmelidir.
❗️
Bu ilaçlara mide koruyucu adı verilmesinin endüstriyel tıp tarafından çok başarılı bir pazarlama yöntemi olduğu (İLACIN SATIŞ RAKAMLARINDAN) bellidir. .

 

Peki bu hastalar nasıl bir yol izlemeli?
.
1️⃣ mideyle ilgili şikayetleri olan kişilerde en önemli sebeblerden biri GIDA İNTOLERANSI ve işlenmiş gıdaların sık tüketilmesi. .
Eğer mideyle ilgili şikayetiniz varsa dört hafta boyunca GLUTEN  kesmenizde fayda var. Şeker başta olmak üzere işlenmiş ürünler, Fast-food tarzı gıdalar, kapalı ambalajda her tür yiyecekler acilen bırakılmalı.
2️⃣SİBO diye bilinen (İnce bağırsak da aşırı bakteri çoğalması) durum varsa mutlaka tedavi edilmeli.
3️⃣Emilim bozukluğu nedeniyle eksikliği saptanan magnezyum, b12 vitamini, demir gibi vitamin ve minerallerin eksikliği giderilmeli.
4️⃣ Reflü oluşumunda karın içi basınç artışı önemli rol oynar. Laktoz inToleransı başta olmak üzere karbonhidrat emilim bozukluklari varsa süt tamamen kesilmeli,  ve karbonhidrattan fakir bir diyete geçilmeli.
5️⃣Yemeklerden yarım saat öncesinde ve sonrasında su içilmemeli. Sindirim başladığında Mide pH asit kalmalı.
6️⃣Mide ile ilgili şikayetlerde mide asidinin yetersizliği ön planda olduğu için yemeklerden önce ev yapımı elma sirkesi kullanılabilir.
7️⃣Mide mukozasının korunması ve tamiri için kullandığım Fitoterapatik desteklerden aloe vera, sarı kantaron yağı, meyankökü, sakızlı reçinesi, hatmi çiçeği kökü oldukça etkili.
8️⃣Tedaviye dirençli bazı hastalarda melatonin desteğiyle başarılı sonuçlar almak mümkün.
.
.
❗️
Hasta PPI Adı verilen ilacı kullanıyor ve bıraktırılmak isteniyorsa mutlaka bilinçli ve kontrollü gitmekte fayda var..
❗️ Hiçbir önlem almadan direk ilacı kesmeniz %100 başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
❗️
Bu bakış açısıyla tedaviye aldığım bir çok hastanın yıllardır içtiği mide ilaçlarını bırakabildiğini, şikayetlerinin süratle düzeldiğini ve kalıcı bir iyileşmenin gerçekleştiğini görüyorum.

Sindirim Sistemi Hastalıkları

Sindirim sistemini etkileyen hastalıkların bazılarında gıda intoleransları önemli rol oynar. Gıda alerjileri genelde yemekten sonra gaz, şişkinlik, karın ağrısı, ishal yada kabızlık şeklinde kendisini gösterebilir. Yakınmaların genel olarak nedeni gıda maddesine karşı gelişen immün reaksiyonlardır. Hemen hemen her gıda maddesine karşı  alerjik reaksiyonlar gelişebilirken en sık karşılaştığımız gıda intoleransları inek sütü ve buğdaya karşıdır. Bu gıdalar sürekli olarak tüketildiği için barsak duvarında kronik iltihabi bir duruma neden olur.

Gıda intoleransının neden olduğu alerjik reaksiyonlar; ülser, reflü, inflamatuar barsak hastalıkları, irritabl barsak sendromu gibi birçok hastalığa sebeb olabilir. Hastalığın tedavisinde öncelikli olarak gıda intoleransını saptamak ve belirli bir süre  perhizden bu gıdaları çıkarmak gerekir. Bu hastaların aynı zamanda barsak florası bozulmuş olduğu için özellikle candida mantarı başta olmak üzere fırsatçı enfeksiyonlar barsak geçirgenliğinde artışa neden olarak sindirim sistemi hastalıkların oluşumuna katkı sağlar.

Yasam tarzı degisiklikleri bu hastalıkların tedavisinde en onemli rolu oynar. Duzenli yapılan egzersizler bedenimizin stres seviyesini dusurerek bagırsaklarımızın daha duzenli calısmasını saglar. Stres seviyesini azaltmaya yonelik meditasyonlar, yoga, nefes terapileri yararlı olabilir. Alkol ve kafein alımı azaltılmalıdır. Duzenlı uyku ve dengeli beslenme, yakınmaların azalmasını saglayabilir. Hastanın hangi besinler yendikten sonra sikayetlerinde artma oluyorsa bu besin maddelerin diyetten cıkarılması uygun olur.

Hastalıkların tedavisinde hastaya bütünsel bir yaklasımı esas almak büyük bir kolaylık sağlar. Sadece yakınmaları gidermeye yönelik kullanılan ilaclar tam bir iyileşmeye engel olur. Asıl hastalığa sebeb  olan nedenleri saptayıp onların tedavisini yapmak gerekir.