Migren, sıradan bir baş ağrısından öte, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyen şiddetli ağrılar yaşamasına neden olan nörolojik bir rahatsızlıktır. Erkeklere oranla kadınlarda daha sık rastlanan migren, küçük yaşlardan itibaren görülebilir. Zonklayıcı, gök gürültüsü gibi olduğu tarif edilen migren ataklarının şiddeti ve sıklığı kişiden kişiye göre değişiklik gösterir. Mide bulantısı, ışığa ve sese karşı duyarlılığa neden olan bu nörolojik rahatsızlık kişinin günlük işlerini yapmasını engeller, birkaç gün boyunca devam edebilir. Migren, günümüzde en sık rastlanan hastalıklardan biri olsa da doğru tedavi ve kontrollerle tedavisi mümkündür.
Genetik faktörler ve hormonal değişimler migrenin başlıca iki nedenidir. Ailesinde migren hastası olduğu kişinin migren olma ihtimali yüzde 40 ila 75 arasında seyretmektedir. Bunun yanı sıra kişinin kadın olması da migren hastası olma ihtimalini büyük ölçüde artırmaktadır. Özellikle adet döneminde şiddetli baş ağrılarına neden olan migren hormonal değişimlerle tetiklenmektedir.
Migren zonklayıcı ve şiddetli şekilde baş ağrısına neden olan, ışık ve ses hassasiyetini artıran bir hastalıktır. Normal baş ağrısına kıyasla oldukça şiddetli ataklara sebep olan migren; kişinin istirahatini zorunlu kılar, günlük işlerini yapamamasına sebep olur. Başın tek bir tarafında görülen bu hastalık sıklıkla alında, başın arka tarafında, kulak arkasında, şakaklarda, gözlerde, gözün arkasında görülür. Ağrının görüldüğü bölgeler zamanla değişiklik gösterebildiği gibi hep aynı yerde de kalabilir.
Migren atağının şekli ve fazları kişiden kişiye göre değişiklik göstermektedir. Migren ataklarının ilk aşaması prodrom dönemidir.
Prodrom dönemde ağrı daha gözlemlenmeden çeşitli belirtiler görülür. Bu dönemde hastanın ruh halinde değişkenlik görülür, duyarlılığı artar, donuk ve durgun görünür, düşünme ve konuşma kabiliyeti azalır, dikkat dağınıklığı ve bağırsak problemleri görülür.
Prodom dönemin ardından hastada ‘aura dönemi’ görülür. Bu aşamada hastanın vücudunun bir kısmında uyuşma görülür ve iğnelenme, karıncalanma hissiyatı başlar. 5 dakikada gelişen bu dönem 1 saat içinde sonlanır.
Diğer aşama ise ağrı dönemidir. Çoğunlukla başın bir tarafında veya arkasında rahatsızlık ve belli belirsiz bir ağrı başlar. Genellikle yarım saat sonra da migrenin şiddetli ağrısı görülür. Migrenin bu zonklayıcı ağrısı saatler sürebildiği gibi 2-3 günde sürebilir; ağrının şiddeti görecelidir. Şiddetli ağrıların yanı sıra iştahsızlık, mide bulantısı kusma ve ışık-ses duyarlılığı da gözlemlenebilir.
Ağrıların dinmesinin ardından ‘postdrom dönemi’ başlar. Bu dönemde hasta kendisini bitkin ve yorgun hisseder. Bazı hastalarda tatlı yeme isteği görülebildiği gibi sık idrara çıkma ihtiyacı da gözlemlenebilir.
Migren atağını tetikleyen faktörler kişiden kişiye göre değişiklik göstermektedir. Bazı hastalar peynir gibi besinler ile tetiklenebilirken bazı hastalarda düzensiz beslenme, susuz kalma migreni atağına neden olabilir.
Migren atağını tetikleyen besinlerden bazıları şunlardır; soya ürünleri, bazı deniz ürünleri, sakatatlar, alkol, çikolata, kakao, bakliyat (bakla, kuru fasulye, mercimek), hazır et ürünleri, konserve ürünler, kahve, asitli içecekler, kuru üzüm, papaya, incir, kırmızı erik, fıstık ezmesi, avokado, muz.
Migren belirtileri gözlemleyen hastalar ilk etapta bir doktora muayene olarak tanı alır. Başka rahatsızlıklarla karıştırılmaması için gerekli görüldüğü takdirde doktor beyin tomografisi isteyebilir. Tanı kesinleştiğinde migren rahatsızlığı için en uygun tedaviye başlanacaktır. Düzenli kontrol ve doğru tedavi ile migren ataklarından kurtulmak mümkündür.
Migren tedavisinde doktor kontrolünde ilaç tedavisine başlanabilir. Bu ilaçlar sayesinde migren ataklarını pas geçmek mümkün olduğu gibi kimi hastalar ilaçlara dirençli çıkar ve ilaç tedavisi yetersiz gelebilir. Bunun başlıca nedeni ise migrenin neden olduğunun tam olarak bilinmemesidir. Özellikle baş ağrısı dışında görülen migren rahatsızlıkları hastalarının en büyük şikayetlerinden biridir. Her sorun için ayrı ayrı ilaç kullanmak istemeyen hastalar bütüncül tıbba yönelmiş ve alternatif çözümler aramışlardır.
Bütüncül tıp tedavisinde migren hastasının şikayetlerinin nedenine inilerek, kimyasal ilaçtan bağımsız bir tedavi süreci belirlenir. Her şikayet için ayrı ayrı doğal tedaviler uygulanarak hastanın atak süreçlerini daha rahat geçirmesi sağlanabilir, hasta bu sorunlardan kurtulabilir. Özellikle hastanın beslenme alışkanlıklarını değiştirip migren atağını engelleyecek bir diyet uygulanabilir.